-
1 süzülen su
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > süzülen su
-
2 su
вода, влага- su almaz- su almak
- su arıtılması
- su atma
- su bırakmak
- su geçirmez
- su geçmez
- su içeriği
- su kemeri
- su muhtevası
- su sağlaması
- su temini
- su vermek
- su verilmemiş
- su verilmiş
- absorbe edilmiş su
- acı su
- ağır su
- akar su
- alçak su
- arteziyen su
- aşındırıcı su
- atık su
- bağlı su
- basınçlı su
- berrak su
- besleme suyu
- çalkalama suyu
- çekik su
- çeliğe su verme
- damıtık su
- damıtılmış su
- deniz suyu
- dışarı akan su
- dönüş suyu
- durgun su
- durulmuş pis su
- emilen su
- emilmiş su
- endüstriyel atık su
- erimiş buz suları
- erimiş kar suları
- ev atık suyu
- feyezan su
- harç karıştırma suyu
- higroskopik su
- ırmak suyu
- içilebilir su
- içme suyu
- kapiler su
- kara suları
- kaynak suyu
- kaynar su
- kaynatılmamış su
- kaynatılmış su
- kazan suyu
- kılcal su
- kıyı suları
- kızdırılmış su
- kızgın su
- kireç suyu
- kireçli su
- kireçsiz su
- kirlenmiş su
- kirli su
- kondansör suyu
- kullanılmış su
- kullanım sıcak su
- kullanım soğuk su
- kullanma suyu
- kuyu suyu
- kül suyu
- küllü su
- lağım suları
- maden suyu
- menba suyu
- musluk suyu
- nehir suyu
- ölü su
- paslandırıcı su
- pis su
- primer dönüş sıcak su
- sahil suları
- sarfiyat suyu
- seconder ısıtma suyu
- serbest su
- sıcak su
- sızma suyu
- soğuk su
- soğutma suyu
- süzülen su
- tahrip edici su
- tatlı su
- teknik su
- temiz su
- termal sular
- toksik atık su
- tuzlu su
- yağmur suyu
- yeraltı suyu
- yerüstü suyu
- yıkama suyu
- yumuşak su
- yüzeysel su
- zararlı su
- zararlı yeraltı su
- zemin suyuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > su
См. также в других словарях:
gökdelen — is. Yirmi, otuz veya daha çok katlı yapı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı Dev gökdelenlerin arasından süzülen güneş ışığı caddeyi aydınlatıyordu. N. Eray … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazlı — sf. 1) Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu. T. Buğra 2) Üstüne titrenilen, değer verilen Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm. P. Safa 3) Özen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıvazlamak — i 1) Bir şeyin üstünde yavaş yavaş, hafifçe el gezdirmek Kaşlarından süzülen yağmur damlalarını eliyle sıvazlayarak onlara baktı. O. Hançerlioğlu 2) Okşamak Titreye titreye birkaç kere başımı, sırtımı sıvazladı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
süzme yoğurt — is., du Bir torbaya konularak suyu süzülen yoğurt … Çağatay Osmanlı Sözlük
yığın — is. 1) Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe Pencereden süzülen ılık bahar güneşi masayı dolduran kâğıt yığınları üstünde ağır ağır ilerliyordu. R. N. Güntekin 2) Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köyde — altın ve gümüş eritilerek suzülen ocak, III, 173 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
temürlük — demir eritllen ve süzülen yer I, 506 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BAHTİYAR — f. Bahtlı, talihli, mes ud, mutlu, şanslı.(Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın. Âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat ı ebediyesini hayat ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin. Kendini misafir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT — Hitâbettiği kimselere göre uygun, tam yerinde, düzgün ve hakikatlı güzel söz söyleme san atı. Muktezâ yı hâle mutâbık söz söylemek. * Belâgat, hem düzgün, hem yerinde söz söylemeyi öğreten ilmin de adı olur. Ve maani, beyan, bedi diye üç kısma… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂLEM-İ GAYB — Zâhir duygularımızla bilinemeyen ve ervah ve meleklere, cinlere mahsus olan âlem. Mâzi ve müstakbeldeki mahlukatın mânevi hayatlarının âlemi.(Her şeyin bâtını zâhirinden daha âli, daha kâmil, daha lâtif, daha güzel, daha müzeyyen olduğu gibi;… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük